İstanbul’da vapura bindiğiniz zaman, Tarihi Yarımada’nın güzelliklerine bakmadan geçemezsiniz, biliriz. O Tarihi Yarımada’dır ki, yüzlerce yıllık tarihi dizlerinin dibinde yaşatmış. Bir çok kültürü kucak kucak beraber barındırmış ve onlarca ayakta kalmış bir çok tarihi yapıya ev sahipliği yapmış. Düşündükçe büyüleniyoruz… Bu güzelliklerin arasında Topkapı Sarayı’ndan sonra, alçalan bir hizada teraslı bir alan görünür. Gündüzleri insanlar, akşamları da ışıklar göze çarpar durur burada hep. İşte bu dikkatimizi çeken yer Setüstü Çay Bahçesi olarak hizmet veren, Gülhane Parkı’nın içerisinde yer alan işletmedir.
Gülhane Parkı demişken…
Gülhane Parkı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Topkapı Sarayı’nın dış bahçesiymiş ve içinde bir koru ve gül bahçeleri bulunurmuş. Dolayısıyla bu park Osmanlı döneminde de önemli olaylara şahitlik eden bir mekan olarak kabul edilirmiş. Halk belirli anonslar öncesinde bu parka toplanır ve yapılan ilanlar, anonslar bu parktan kalabalığa yapılırmış. Tabi ki normal zamanlarda bu park halka kapalıymış. Toplam alanı 163 dönümü bulan bir alan…Dönemin atmosferini artık siz hayal edin 🙂
Mesela Türk tarihinde demokratikleşmenin ilk somut adımı olan Tanzimat Fermanı (Tüm vatandaşların can, mal ve namus güvenliğinin sağlanması, Yargılamada açıklık, Herkesin mal ve mülküne sahip olması, bunu miras olarak bırakabilmesi gibi maddeler kabul edilmişti.) 1839’da Abdülmecit döneminde Gülhane Parkı’nda okunmuş ve bu nedenle buraya Gülhane Hatt-ı Hümayunu da denilmeye başlanmış.
Bir diğer önemli olay olarak da Gülhane Park düzenlemesini ele alabiliriz. İstanbul şehremini operatör Cemil Paşa (Topuzlu) zamanında düzenlenerek 1912 yılında park haline getirilmiş ve halka açılmış. (Cemil Topuzlu tarihte bir çok yapıyı yıktırmasıyla tanınan bir şahsiyet imiş, neyse ki Gülhane’ye dokunmamış 🙂 )
Atatürk, halka latin harflerini halka ilk defa bu parkta 1 Eylül 1928 tarihinde göstermiş.
Atatürk’ün naaşı Ankara’ya gönderilirken, İstanbul’daki son tören Gülhane Parkı’nın Sarayburnu bölümünde 19 Kasım 1938 tarihinde yapılmış. Tabut, top arabasından 12 general tarafından alınarak Yavuz zırhlısına götürülmek üzere rıhtımdaki bir dubaya yanaşan Zafer destroyerine konulmuş.
Park deyip de geçmeyelim, değil mi? Resmen bir çok devre şahitlik etmiş…
Gülhane’de bulunan önemli heykeller;
Gayri ihtiyari o kadar tarihi içinde barındıran Gülhane Parkı’nda bir çok heykel bulmak mümkün.
Parkın girişinde sağ tarafta İstanbul şehremini ve belediye başkanlarının büstleri vardır. Parkın ortasından iki yanı ağaçlı bir yol geçiyor. Bu yolun sağında ve solunda dinlenme yerleri, çocuk bahçesi bulunuyor. Boğaza doğru kıvrılarak inen yokuşun hemen sağında bir Aşık Veysel heykeli, yokuşun sonuna doğru biraz üst kısımda ise Romalılardan kalma Gotlar Sütunu vardır.
Sarayburnu kısmında Atatürk’ün Cumhuriyetten sonra dikilen ilk heykeli (3 Ekim 1926) bulunur. Heykel, Avusturalyalı mimar Kripel tarafından yapılmıştır.
Setüstü Çay Bahçesi Lokasyon; Gülhane Parkı İçi, Cankurtaran.
Eveet, güzelce tarihinden bahsettiğimiz ve artık umuyoruz ki gözünüzde atmosferi biraz olsun canlandırabildiğimiz Setüstü Çay Bahçesi’ni anlatabiliriz artık 🙂
Eminönü tarafından geliyorsanız, Sarayburnu’nda da Gülhane Parkı’nın bir başka girişi mevcut, bu girişten de yukarı doğru yürüyerek Setüstü Çay Bahçesi’ne ulaşabilirsiniz.
Tramvay durağı tarafındaki park girişinden girip, içeride keyifli bir yürüyüş sonunda, yukarı çıkarak da Setüstü Çay Bahçesi’ne ulaşabiliyorsunuz. Birkaç kat olarak hizmet veriyor. Neyse ki alana yeterince yayılarak konumlanmış burası, yoksa Setüstü Çay Bahçesi’nde yer bulmak imkansız olabilirdi. Şimdi bile çok zor.
Yeşillikler içerisinde, Gülhane Parkı içerisinde, bir yanınızda Topkapı Sarayı, diğer yanınızda eşsiz boğaz manzarası olunca buraya aşık oluyorsunuz. Ve şimdiye kadar nasıl oldu da burayı görmedim diye kendinize hayrat edip, eşinize dostunuza anlatmak isteyeceğiniz bir yerde bulacaksınız kendinizi. Yaz aylarında püfür püfür rüzgar eşliğinde çayınızı kahvenizi yudumlayabilir, sabahları çıtır simit ile kahvaltınızı yapabilirsiniz.
Setüstü Çay Bahçesi menüsünün çok geniş olduğunu söyleyemeyiz, yemek için tost-kumpir mevcut. İçecek olarak da çay kahve ve soğuk içecekler mevcut. Ancak Setüstü Çay Bahçesi’nde diğer içeceklerin yanısıra, masanıza mini bir semaver ile gelen çaydan içmek adettendir… Masanıza kişi sayınıza göre bir semaver çay bırakılıyor, kendi servisinizi kendiniz yapıp afiyetle çayınızı içiyorsunuz. Tek olumsuz yanı, çayı sıcak içenlerdenseniz, masada bekleyen çaydanlık bir süre sonra soğuyacak ve tadı hafiften kaçacak.
Menüsü çok zengin olmasa da, dışarıdan getirdiklerinizi de afiyetle yiyebiliyorsunuz. Gülhane Parkı girişindeki simit ve sandviç satan satıcılar imdadınıza yetişecektir. İstanbul’a adım atmış olan herkesin en az 1 kez Setüstü Çay Bahçesi’ne uğrayıp her dem taze çayı yudumlaması gerekir. İstanbul’a gelen misafirlerinizi Tarihi Yarımada’da gezdirdikten sonra soluklanacağınız durağınız da bizce Setüstü Çay Bahçesi olmalı.
Başka manzaraseverler olmak üzere, salaş mekanları sevenler, çay tiryakileri, sakinliği ve doğa içindeki sessizliği sevenler, yürüyüşe bayılanlar, tarihi dokulara ilgi duyanlar, fotoğraf çekmeyi sevenler memnuniyetle tercih edebilir.
Mekan Değerlendirmeleri
Foursquare | tr.foursquare.com/v/setustucaybahcesi |
Tripadvisor | tripadvisor.com.tr/Setustu_Cay_Bahceleri-Istanbul.html |
istanbul da boğaza karşı ince belli bağırdakta çay içmek artık bir adet olmuş olsa gerek, bu fotograflara bile konu olmuş